9 Şubat 2010 Salı

Nilüfer'in kararı kesin


Nilüfer yeni single’ında Sinan Akçıl’la çalıştı.
Nilüfer'in son single'ı 'Zalimin Kararı'nda da enerjik mi enerjik bir Nilüfer ile karşı karşıyayız
document.write();
Popüler müziğimizin en üretken, en faal isimlerindendir Nilüfer. Onun için ferah ferah “Popun Kraliçesi” diyebiliriz. Müziğe vakfettiği yıllar, bu süre zarfında yaptığı şarkı ve albüm miktarı, hele hele hit sayısı hesaba katıldığında, bu “unvan”ın canı gönülden verilmesi gerekiyor. Ama Nilüfer gibilere tek kraliçelik yetmez. Çok kraliçelerdendir o, aynı anda birden fazla kraliçe. “45’lik Kraliçesi”dir de mesela: 70’lerde albüm değil 45’liklerle başlayan, bir müddet öyle süren müzikal yaşamı, popüler müziğin bu çok eski ve çok kıymetli formatına çağ atlattı. Kalbim Bir Pusula ile başladı bu macera ve hiç aksamadan onlarca 45’lik ile sürdü. Çok sevilen, binlerce satan plaklarının listesini yapmak dahi güç bir iştir. “O da vardı, şu da vardı, bu da vardı...” diye diye başlanır listelere ve bir de bakılır ki, bu işe sayfalar yetmiyor.
Her dönemini başarıyla geçirmişlerdendir, ne yaparsa yapsın iyi yapmışlardan. Türkçe sözler yazılarak popüler müziğimize kazandırılmış yabancı şarkıları söylerken de mükemmeldi, Mustafa Alpagut’un, daha sonra Kayahan, Adnan Ergil ve diğerlerinin bestelerine hayat verirken de. Oryantal (hatta arabesk) ezgili şarkıları seslendirirken zaptedilemiyordu Nilüfer, en Batılı havalardan çalarken de. Çünkü “müzik”, üzerine boylu boyunca uzandığı asıl evrendi onun için. Ne ya da nasıl olursa olsun, her şarkı ile kanatlanıyor, ardından şarkıyı havalandırıyordu. Sonra da, biz sevenlerinin ayakları yerden kesiliyordu.
Bizde hayat bitmiyor
Bütün bir müzikal yaşamının toplamı ile bizi kendine bağlamışlardandır Nilüfer. Her anı ve her şarkısı ile. İster divaların divası Mina’dan ya da bir çeşit Erkilet Güzeli sayılması gereken Mireille Mathieu’dan söylüyor olsun, ister Adnan Ergil ya da bir başkasının ona özel yazdığı bir şarkıyı, hiç fark etmiyor. Doğal seçilimin ince ince, süze süze ona bahşettiği ses, şarkıya başladığı an avlıyor sizi.
Son şarkı Zalimin Kararı’nda da durum değişmiyor. Enerjik mi enerjik bir Nilüfer ile karşı karşıyayız, yine-yeni-yeniden. Genç kuşağın en kaydadeğer müzisyen ve şarkı yazarlarından Sinan Akçıl, “Tam Nilüferlik!” denebilecek bir şarkı yazmış. Gürül gürül akıyor şarkı, önüne dinleyeni de katarak.
Popüler müziğimiz zor dönemlerden geçiyor. O “CD mi yoksa download mu?” çelişkisine, bir de başı sonu olmayan bir ekonomik kriz eklendi. Müzik piyasamız değil, genel olarak müzik ellerimizin arasından kaymış gidiyor, son birkaç yıldır. Nilüfer ve benzeri büyük starların, yolun başında olanlara göre çok daha ağır bir sorumlulukları var, onlar örnek olmak durumunda. Nilüfer, kendisinden bekleneni de yapıyor bu son single ile. Açık Radyo’da katıldığı bir programda söyledikleri, bu işi rastgele değil, düşüne taşına yaptığı anlaşılıyor. Şöyle demişti: “Artık albümlere değil, şarkılara zaman ve para harcamak gerekir. Çok hızlı yaşıyor, çok çabuk tüketiyoruz. Bu nedenle 10-12 şarkılık bir albüm yaptığınızda, ancak birkaç şarkısı dikkat çekiyor, öne çıkıyor, gerisi görülmüyor bile. Böyle bir zamanda bir ya da iki şarkılık single’lar yapmak en doğrusu. Ben öyle yapacağım. Bir zaman sonra, tıpkı eskiden yaptığım gibi, yeni birkaç şarkı ekleyerek bu single’ları bir albümde de toplayabilirim.”
Ama bir geçiş döneminde olduğumuz da kesin. Böyle dönemlerde ne olursa olsun, şaşırmamak gerekiyor. Şimdi ve ardından feraha çıktığımızda, Nilüfer ve şarkılarına başımızı ya da sırtımızı yaslayabileceğimizi bilmek, insana benzersiz bir huzur veriyor. Çok yaşa Nilüfer.
Bulursanız kaçırmayın
Dört disklik “1970&1980 Odeon Yılları” kutusu. Popun gerçekten de pop, hem de saf pop olduğu yıllara ait tam dört albüm var içinde. ‘Dünya Dönüyor’dan ‘Başıma Gelenler’e, ‘Selam Söyle’den ‘Kim Arar Seni’ye varana kadar, onlarca hit. Dördüncü disk ‘Sürprizler’ özellikle kıymetli. Odeon’un müziğe derinden bağlı yöneticilerinden Dani Grünberg’in özel çaba ve mesaisi ile bu şarkılar gün yüzü görebildi.
Keşke olsa
Nilüfer’in 12 Eylül öncesi ve hemen sonrası yaptığı ‘Nilüfer ‘79’ ve ‘Nilüfer ‘80’ albümlerinin CD’leri keşke basılabilseydi. “CD’yi ne yapacağız, geçti artık!” denirse eğer, bir flash disk-kart da kabülümüzdür.Zalimin Kararı, Nilüfer, DMC

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder