23 Aralık 2012 Pazar

Skeç'ten retro-modern bir 'Okyanus'

Yüksek Sadakat grubunun kurucusu Kutlu Özmakinacı ile Türkiye'nin güçlü kadın vokallerinden Sibel Gürsoy, Skeç adlı yeni bir grup kurdu. İkiliyle konuştuk...


Skeç; Sibel'in 's'si ve Kutlu'nun 'k'si ile başlıyor. Geri kalan e ve ç ise 'esas çocuklar'ın baş harfi. Esas çocuklar bu albümde onlarla birlikte şarkılara ruh katan, emeği geçen müzisyenler. Biri Türkiye'nin önemli gruplarından Yüksek Sadakat'in kurucusu ve şarkı yazarı; diğeri hem solo, hem de grup çalışmalarının vazgeçilmez kadın vokali. İkisi de grup müziğinin gücüne ve gerekliliğine inanıyor. Bu yüzden müzikal zevklerini, birikimlerini tek potada eriterek 'Okyanus' albümlerinde rock, caz, Latin, etnik, pop ve 60'lı yılların samimiyetini retro-modern tarzla sunuyorlar. 
× Nasıl bir araya geldiniz?
Sibel Gürsoy: Yüksek Sadakat grubunun kayıtları esnasında tanıştık. Birlikte bir şeyler üretebileceğimizi düşündük. Kutlu'nun Skeç için yazdığı ilk şarkıyı duyduğumda 'Tamam! Buradan yürüyebiliriz. Güzel şeyler çıkar' dedim.
Kutlu Özmakinacı: Sibel Gürsoy'un ismini bir efsane gibi hep duyardım. Yüksek Sadakat'in ikinci albümünde 'Yavaş' isimli şarkımıza vokal yaptı. O sırada stüdyoda değildim; tanışamadık. Ama dinlediğimde vokaline hayran kaldım. Grubun üçüncü albümünde tanışma fırsatımız oldu. O albümde de vokali vardı. 'Neden bir şeyler yapmıyorsun, herkes senden ve vokalinden bahsediyor?' soruma verdiği cevap beni etkiledi.
× Ne demişti?
'Hikayesi olan şarkılar yapmak istiyorum' dedi. 'Ben o şarkıları yazarsam, birlikte çalışır mıyız?' diye sordum. Aldığım yanıtla Skeç kuruldu.
× Neler var albümünüzde?
Kutlu Özmakinacı: Uzun uzun müzikten bahsettik. Ne yapmak istediğimizi konuştuk. Geçmişten etkilenimlerimiz, caz, etnik, pop, rock, klasik müzik... Bütün bu türlerin bir potada eritilmesi ikimizin de ilgisini çekiyordu. Bildiğimiz müzik türlerine retro-modern diyebileceğimiz bir tavırla yaklaşmak istedik.
Sibel Gürsoy: Birçok tavrın etkileri var albümde. İkimizde belli türlere ait hissetmiyoruz kendimizi. 'İstanbul'da, durduğumuz yerden neyi, nasıl duyuyoruz'u göstermekti amacımız.
× Albümü dinlemeye başladığınızda sanki yanı başınızda bir orkestra var ve vokali odanızda gibi hissediyorsunuz...
Sibel Gürsoy: Doğru bir tespit. Yapılan her şey, duyduğunuz bütün cümleler, gitarın solosu, basın rifleri, davulun atağı, yaylıların aranjmanı üzerine çok titizlikle çalıştık. Duyduğunuz iyi bir kayıt.
× Kutlu Bey, daha önce Yüksek Sadakat grubunda erkek vokale şarkı yazarken, şimdi bir kadın vokale yazıyoruz; ikisinin arasında fark var mı?
Kutlu Özmakinacı: Farklı ve deneysel. Skeç grubu için şarkılar yazmaya başladığımda kadın sesinden duyarak yazmaya başladım. Benim için heyecanlı bir süreçti. Şarkı yazmak bulmaca çözmek gibi bir şey. Ben bu aşamada bulmacayı çözdüğümü düşünüyorum.
× Sizi albümün son şarkısı 'Meçhul Asker'de ilk defa şarkı söylerken duyuyoruz.
Sibel Gürsoy: Buna ben cevap vermek istiyorum. Kutlu şarkıları yazıyor, gitarıyla çalıp söylüyor. Güzel bir tavır çıkıyor ortaya. Kendi yaptığı şeyi seslendiriyor ve sonuç samimi ve gerçek. 'Neden bir şarkıyı da sen söylemiyorsun?' dedim. Önce biraz direndi. Sonuç çok güzel oldu.
× İki grup için şarkılar üretmek sizi zorlamaz mı?
Kutlu Özmakinacı: Hangi şarkının nereye gideceği zaten az çok hissediliyor. Bu yüzden üretimde sıkıntı yaşanmaz.
× Sibel Hanım, siz bir solo albüm düşünmüyor musunuz?
Sibel Gürsoy: Şu anda bu gruba konsantreyim ama solo bir albüm olacak. Kafamdakiler yavaş yavaş oturuyor. Oyun bahçesi hep büyüyor. Bu yüzden ne olacağını bilmiyorum.
× Kolektif çalışmalardan zevk alıyorsunuz. Sizi hep bu nedenle mi grup çalışmalarında görüyoruz?
Sibel Gürsoy: Sahnede bile müzisyenlerin içindeyken rahat ediyorum; onlardan 20 metre ilerdeyken değil... Orkestrayı dinlemeyi seviyorum. Orada kendimi evde hissediyorum.
Kutlu Özmakinacı: Grup müziği değişik insanları bir araya getirip, daha önceden tahmin edilemeyecek, sektörün koyduğu standartları değiştiren, bir kimya çıkarır ortaya. Türkiye'deki müziğin hep aynı tınlamasının sebebi aslında grup müziğinin yerleşik olmamasındır. Ne kadar çok grup olursa, ortaya çıkan kimyalar yeni öneriler doğurur.

Serhat Tekin - Akşam

grupskec.com
twitter.com/grupskec
facebook.com/grupskec

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder