17 Ekim 2011 Pazartesi

20’nci yılları kutlanası 10 kült albüm

Nirvana 20 yaşına giren “Nevermind” albümüyle, Pearl Jam Cameron Crowe imzalı PJ20 isimli filmle gündemde. Madem öyle gelin 1991’e ışınlanalım, albümleri ay ay takip edelim, “hey gidi günler” diyelim


“Out of Time”/R.E.M., 8 Mart

“Losing My Religion” her ne kadar tarih olarak 90’lara aitse de aslında 80’lerin kafasıdır. R.E.M.’i geniş kitlelere tanıtan bu şarkının bulunduğu “Out of Time” için de hep farklı cümleler kurulmuştur. Bence anılara imza atan en şahane şarkılarından bazıları bu albümde.


“Mama Said”/Lenny Kravitz, 2 Nisan

Pop müziğin hard rock’la iç içe geçtiği, 70’lerin gitar sound’unun tarz ve sound olarak ne kadar şık olabileceğinin anlaşıldığı albüm. Ve elbette bu yırtık sesli adam gitarıyla gayet cool duruyordu. “Fields of Joy”dan, “Always on the Run” Kravitz’in en iyi şarkılarından bazıları bu albümde.


“Blue Lines”/ Massive Attack, 8 Nisan

Trip hop’ın icat edildiği albümdür. Massive Attack insanların gitar sound’u ve elektronik dans müziği arasında gidip geldiği 90’larda kendine bambaşka bir kulvar açtı. “Madem tribe giriyoruz, öyle değil böyle girilir” dedi. “Safe From Harm”, “Unfinished Sympathy”, “Daydreaming”... Anılara gel...


“Temple of the Dog”/Temple of the Dog, 16 Nisan

“Hunger Strike”ı nasıl unutabiliriz ki? Chris Cornell ve Pearl Jam bir araya geliyor ve ortaya 90’ların en güzel grunge albümlerinden biri ortaya çıkıyor.


“The Black Album”/Metallica, 12 Ağustos

Bu albümle ilgili ne söylesem boş. Bugün metal deyince akla gelen şarkıların bir kısmı sadece bu albümde. “Sad But True”, “Enter Sandman”, “Unforgiven”, “Nothing Else Matters”... 90’lar ruhunun değil belki (grunge gibi) ama 90’ların hiç tereddütsüz en baba fon müziklerinden.


“Use Your Illusion I-II”/ Guns N’ Roses, 17 Eylül

1991 tarihli bu çifte albüm yayımlandığında herhalde MTV’de başka bir şey çok ender izlenebiliyordu. “November Rain” her yerdeydi. 1986’da kaydedildiği halde bu albümde yer alan ve ünlenen “Don’t Cry”, Bob Dylan cover’ı “Knockin on Heaven’s Door” da grubun kendi şarkısı gibi algılanmıştı o dönem.


“Blood Sugar Sex Magik” / Red Hot Chili Peppers, 24 Eylül

Rock, funk ve punk hiç bu kadar estetik ve bu kadar ticari bir şekilde bir araya geçmemişti. 80’leri sağa sola çarpa çarpa yara bere içinde bir punk grubu olarak geride bırakan RHCP’ın kendini yeniden keşfetmesi, sonraki yıllarda popüler müziğe damga vurdu. Ayrıca bir “Under the Bridge”i, bir “Give It Away”i kim unutabilir ki?


“Nevermind”/Nirvana, 24 Eylül

Bu albüm çıktıktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bütün dünya değişti. O da mühim değil,

içimizi dağlamış albümdür. Bildiğimiz her şeyi unuttuk, kafayı sıfırladık, bu adamların önünde saygıyla eğildik...


“Achtung Baby”/U2, 19 Kasım

Tamam biliyorum artık U2 ve Bono’ya herkes hafiften gıcık. Ama şunu kabul etmek lazım ki “Achtung Baby” hayatımızın içinde geçen bir albüm. “One”, “Mysterious Ways”, “Even Better Than a Real Thing” bu albümde yer alan ve zamanla marş olmuş şarkılar.

“Until the End of the World”ü de hatırlatmak isterim. U2 belki de bu albümden sonra kariyerinde daha farklı bir noktaya hareket etti (Sonraki “Zooropa”yı hatırlayın).


“Ten”/Pearl Jam, 27 Ağustos

90’ların ruhunu, değerlerini, bakış açısını ve psikolojisini bence en iyi yansıtan ikinci albüm. Nevermind ile birbirini tamamlayan yanları var. Nirvana 80’lere kafa göz dalarken, Pearl Jam zarif bir fiske vurarak benzer etkiyi yaratmaya çalışmıştır sanki. Birbirlerini hiç sevmezlerdi o zaman, belki biraz da bundan.

Mehmet Tez - Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder